Türk Ceza Kanunu’nun 31. maddesinde düzenlenmiş olan yaş küçüklüğü hükümleri kusuru azaltan ya da tamamen kaldıran maddeler içermektedir. Yaş küçüklüğü hükümlerinin uygulanmasında esas alınan yaş ise suçun fiilen işlendiği tarihteki failin yaşı olmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nda yer alan ve sorumluluğu etkileyen hallerden birisi olan yaş küçüklüğü hem Türk Ceza Kanunu 6. maddesi hem de Çocuk Koruma Kanunu 3. maddesi göz önüne alınarak hazırlanmıştır.
İçindekiler
Yaş Küçüklüğü Nedir?
Kanunlarımızda ceza sorumluluğunu azaltan ya da kaldıran sebeplerden birisi olarak düzenlenen yaş küçüklüğü aynı zamanda kusur yeteneği, sorumluluk ve kusurluluk kavramları ile birlikte ele alınmaktadır.
Kusur yeteneği kanunlarımızda doğru ile yanlışı ayırt edebilen ve buna göre davranabilen kişilere ait bir sıfat olarak tanımlanmıştır. Söz konusu çocuklar olduğunda ise kusur yeteneğinin yokluğu ya da yeterince gelişmemesi söz konusu olmaktadır. Bu sebeple de yetişkinlere göre farklı hükümlere tabi tutulurlar.
Madde 31
Türk Ceza Kanunu 31. maddenin ilk fıkrasında 12 yaşından küçük olan çocukların cezai sorumluluklarının bulunmadığı yer almaktadır. Bu sebeple de 12 yaşını doldurmamış olan çocuklar hakkında kovuşturma yapılamaz. Diğer bir yandan bu çocuklar hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanmasının önünde bir engel yoktur.
Aynı maddenin ikinci fıkrasında 12 yaşını doldurmuş ancak 15 yaşını doldurmamış çocukların yaptıkları fiilin hukuki sorumluluğunu anlayıp anlamadıklarının incelenmesi gerekmektedir. Ayrıca bu yaş grubundaki çocukların davranışlarını yönlendirme yetilerinin bulunup bulunmadığının da anlaşılması gerekmektedir. Eğer 12 ile 15 yaş aralığında suç işleyen çocuğun yaptıklarının hukuki sonuçlarını anlama ya da davranışlarını yönlendirme yetkinliği yok ise o zaman işledikleri suçtan dolayı ceza almaları mümkün değildir. Diğer bir yandan bu yetenekleri mevcut ise işledikleri suçlara öngörülen cezaların tamamen uygulaması yerine indirimli halleri uygulanmaktadır. Buna göre ağırlaştırılmış müebbet gerektiren suçlarda 12 ile 15 yıl, müebbet hapis cezalarında ise 9 ile 11 yıl arasında hapis cezası verilmektedir. Diğer cezalarda ise ceza süresi yarıya indirilir ve her halükarda verilen ceza 7 yıl hapis cezasını geçemez.
31. maddenin üçüncü fıkrasında ise 15 yaşını doldurmuş ancak 18 yaşını doldurmamış çocuklar konu edilmektedir. Bu fıkraya göre bu yaş grubundaki çocuklarda yaptıklarının hukuki sorumluluğunu anlayıp anlamadıkları araştırılmaz ve yaptıklarının sonuçlarını farkında oldukları varsayılır. Diğer bir yandan henüz çocuk oldukları için de yetişkinlere öngörülen cezalar uygulanmaz. Bunun yerine ağırlaştırılmış müebbet cezaları için 18 yıldan 24 yıla, müebbet cezaalrı için ise 12 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer suçların cezalarında ise öngörülen cezalar ⅓ oranında azaltılır. İndirimli verilen cezalar en fazla 12 yıl hapis cezası ile sınırlandırılmıştır.
Yaş Küçüklüğünün Kusurluluğa Etkisi
Bir kişinin işlediği suç sebebiyle cezalandırılabilmesi için öncelikle kusurlu olması gerekmektedir. Ancak söz konusu çocuk failler olduğunda yaş küçüklüğü sebebiyle kusur yeteneği etkilenmektedir. Çocukların yaşlarına bağlı olarak kusur yeteneği tamamen ortadan kalkabildiği gibi azalabilmektedirde. Bu sebeple de çocuk faillere verilecek cezanın tamamen ortadan kalkması ya da süresinde indirime gidilmesi söz konusu olmaktadır.
Diğer bir yandan çocuğun kusurlu bulunmadığı durumlarda dahi çocuğun gerçekleştirdiği eylem suç vasfını korumaya devam eder. Kusur yeteneğinin bulunmadığı durumlarda çocuklara cezai işlem uygulanmasa da gerekli şartların oluşması durumunda güvenlik tedbirleri alınmaktadır.
Ceza Hukukunda Yaşın Tespiti Nasıl Yapılmaktadır?
Yaş küçüklüğü hükümlerinin uygulanabilmesi için suçun işlendiği tarihteki failin yaşı birinci dereceden önemli olmaktadır. Çocuğun yaşının tespit edilmesi alacağı cezayı, muhakeme kurallarının tespit edilmesi ve sorumluluk derecesini ilk elden etkilemektedir.
Çocuğun yaşının belirlenmesinde kural olarak ilk önce nüfus kayıtlarına bakılmaktadır. Bunun için de ilgili nüfus müdürlüğünden çocuğun nüfus kayıtları istenmektedir. Eğer nüfus kayıtları bulunmuyor ya da nüfusta yer alan bilgilerin doğruluğundan şüpheleniliyor ise o zaman mahkeme çocuğun yaşının tespit edilmesi için tıbbi inceleme isteme hakkına sahiptir.
Kusur Yeteneğine İlişkin Adli Rapor
12 ile 15 yaş aralığındaki çocukların yaptıkları eylemlerin sonuçlarını ankaması cezanın belirlenmesi açısından önemli olmaktadır. Bunun belirlenmesi için de mahkeme bilirkişi raporlarına başvurmaktadır. Çocuğun algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneği yönünden incelenmesi için hazırlanan rapor ruh ve sinir hastalıkları, Adli Tıp Kurumu ve tam teşekküllü devlet hastanelerinde yer alan çocuk psikiyatrisi tarafından olması gerekmektedir. Mahkeme tarafından istenilen raporda eğer çocuk birden fazla suç işlemiş ise her bir suç için ayrı ayrı değerlendirmenin yapılması gerekmektedir.
Sosyal İnceleme Raporu
Çocuk mahkemelerinin yargılama sırasında başvurduğu raporlardan birisi de sosyal inceleme raporu olmaktadır. Uzman bilirkişiden istenilen bu raporda çocuğun çevre koşulları, aile ortamı, aldığı eğitim, fiziksel ve ruhsal gelişimi hakkında görüşleri yer almaktadır.
Mahkeme tarafından istenilen sosyal inceleme raporunun sonucu mahkeme kararı üzerinde son derece etkili olmaktadır. Bu sebeple de mahkemenin sosyal inceleme raporu olmadan karar alması durumunda sosyal inceleme raporunun olmamasından dolayı karara itiraz edilebilir.
Sağır ve Dilsizlerde Yaş Küçüklüğü Etkisi
Sağır ve dilsizlerin cezai yükümlülükleri yaş küçüklüğü ile benzerlik göstermektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 33. maddesinde düzenlenmiş olan sağır ve dilsizlerin ceza sorumluluğu yaş kıstası ile benzerlik göstermektedir. Ancak yaş küçüklüğünde söz konusu olan yaş sınırları yükseltilmiştir. Bu sebeple kanunda sağır ve dilsizlerin yaş küçüklüğü 21 yaş olmaktadır ve gerekçesi kanunda gösterilmiştir.
Sağır ve dilsizlere uygulanacak cezalar yine 3 bölüme ayrılmış ve yaş grupları belirlenmiştir. Bu gruplara da yaş küçüklüğü gruplarında olduğu cezalar öngörülmüştür. Sadece grupların yaş alt ve üst sınırları değişiklik göstermektedir.
- Yaş küçüklüğünde cezai işlem uygulanmayan ya da gerekli görülmesi durumunda güvenlik tedbirlerinin uygulandığı dönem olan 0- 12 yaş aralığı sağır ve dilsizlerde 0-15 yaş aralığı olarak düzenlenmiştir.
- Yaş küçüklüğü için belirlenmiş olan ikinci grup 12 ile 15 yaş aralığını kapsar iken, sağır ve dilsizlerde bu grubun yaş sınırları 15 ile 18 yaş olarak belirlenmiştir. Bu yaş grubundakilere cezai işlem uygulanabilmesi için sosyal inceleme raporundan yararlanılmaktadır.
- Yaş küçüklüğü hükümlerinde son yaş grubu 15 ile 18 yaş aralığı olurken sağır ve dilsizler bu grup 18 ile 21 yaş aralığını kapsamaktadır. Bu grupta yer alan kişilerin cezai sorumluluğu olduğu kabul edilir ancak ceza süreleri yarıya indirilir.
Sağır ve dilsizlerin cezai sorumluluklarındaki bu değişiklikler kişilerin ruhi gelişimine engel olarak sağırlık ve dilsizlik halinin var olmasından dolayı düzenlenmiştir. Çünkü sağır ve dilsizlik halini yaşayan kişiler yaşama aha geç ayak uydurarak özellikle iletişim noktasında problemler yaşamaktadır. Yaş gruplarında değişikliğe gidilmesinin sebebi de sağır ve dilsizlerin yaşadıkları geç gelişme olmaktadır.
Çocuklar Hakkında Soruşturma ve Kovuşturma Nasıl Yürütülür?
Anayasamız çocukların üstün yararı ilkesini benimsemiştir. Bu sebeplede çocuklara yetişkinlere göre farklı muhakeme usulü uygulanmaktadır. Bu sebeple de çocuklara uygulanacak soruşturma ve kovuşturmanın ilkeleri ayrı bir kanunla belirlenmiştir.
Çocuk Ceza Yargılamasında Soruşturma Aşaması
Çocukların işledikleri suçtan dolayı soruşturma açılması durumunda Çocuk Koruma Kanunun’nun 15 ve 21. maddelerinin uygulanması gerekmektedir.
Soruşturma
Suça karışan çocuklar hakkındaki soruşturma çocuk bürosunda görev yapan Cumhuriyet savcısı tarafından ve bizzat yapılmaktadır.
Çocuğun ifadesine başvurulması ve diğer işlemler sırasında çocuğun yanında sosyal çalışma görevlisi bulunabilir.
Cumhuriyet savcısının gerekli görmesi durumunda soruşturma devam ederken çocuğa koruyucu ve destekleyici tedbirlerinin uygulanmasını çocuk hakiminden isteme hakkı bulunmaktadır.
Çocuğun Gözetim Altında Tutulması
Çocuğun gözetim altına alınması durumunda kolluk kuvvetlerinin çocuklar için biriminde tutulmaları gerekmektedir. Eğer bulunulan yerde kolluk kuvvetinin böyle bir birimi bulunmuyor ise o zaman çocuğun yetişkinlerden ayrı bir alanda tutulması gerekmektedir.
İştirak Halinde İşlenen Suçlar
Çocukların yetişkinler ile birlikte suç işlediği durumlarda çocukların ve yetişkinlerin soruşturmaları ayrı olarak yapılmaktadır.
İştirak suçlarında mahkemenin gerekli görmesi durumunda güvenlik tedbirleri uygulanabilir ve genel mahkemenin yetişkin failler için vereceği hükümler çocuk mahkemesi tarafından bekletici sebep olarak kullanılabilinir.
Davaların birlikte görülme zorunluluğu bulunuyor ise o zaman mahkemeler genel mahkemelerde görülmektedir.
Çocuğun Nakli
Çocukların hareketlerini kısıtlamak amacıyla kelepçe, zincir ya da benzeri aletler takılamaz. Ancak çocuğun kaçma, kendi hayatını ya da bir başkasını hayatını tehlikeye atma ihtimali bulunuyor ise kolluk kuvvetleri tarafından gerekli tedbirler alınır.
Kamu Davasının Açılmasının Engellenmesi
Eğer çocuğa atfedilen suç Ceza Muhakemesi Kanunundaki koşulları karşılaması durumunda kamu davasının açılmasının erteleme kararı verilebilir. Ancak bu karar en fazla 3 yıl ertelenebilir.
15 yaşını doldurmamış çocuklara en fazla 5 yıl hapis cezası uygulanır.
Adli Kontrol
Suça sürüklenen çocukların kovuşturma ya da soruşturma sırasında adli kontrol tedbirlerinin alınmasına karar verilmesi durumunda aşağıda yer alan tedbirlerinden bir ya da birkaçına karar verilebilir.
- Mahkeme tarafından belirlenen sınırların dışına çıkmamak,
- Mahkeme tarafından belirlenen bazı yerlere gidememek, yine mahkeme tarafından belirlenen bazı yerlere gidebilmek,
- Mahkeme tarafından belirlenen kuruluş ve kişilerle ilişki kurmamak,
Yukarıda yer alan tedbirlerin uygulanmayacak olmasına ya da sonuç alınamayacağına karar verilmesi durumunda çocuk hakkında tutuklama kararı verilebilir.
Denetimli serbestliğin uygulama aşamasına çocuklara rehberlik edecek uzman görevlendirilir. Rehberlerin yaptıkları değerlendirmeler ile gerekli iyileştirmeler yapılır.
Tutuklama Yasağı
15 yaşını doldurmamış çocukların işlemiş oldukları suçun üst ceza sınırı 5 yıl ise bu çocuklar hakkında tutuklama kararı verilemez.
Çocuk Ceza Yargılamasından Kovuşturma Aşaması
Soruşturma aşamasının tamamlanmasından sonra Cumhuriyet savcısının suçun belirtilen kişi tarafından işlendiğine kanaat getirmesi durumunda iddianame hazırlanır. Hazırlanan iddianame ilgili mahkemeye gönderilir. Mahkemenin davayı kabul etmesi durumunda çocuk hakkında kamu davası açılır ve kovuşturma süreci başlar.
Çocukların işledikleri suçlar hakkında yaptıkları kovuşturma Çocuk Koruma Kanunu 22. ve devam maddelerinde belirlenmiştir.
Duruşma
Çocukların işledikleri suçların görüldüğü mahkemede çocuğun yanında çocuğun ailesi, vasisi, kurum tarafından bakılıyor ise kurumdaki görevli kişi ya da sosyal çalışma görevlisi bulunabilir.
Mahkemenin karar vermesi durumunda çocuğun ifadesinin alınması ya da diğer işlemlerin yapılması durumunda çocuğun yanında sosyal çalışma görevlisinin bulunması gerekir.
Sorgusu yapılmış olan çocuğun duruşmada hazır bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Ayrıca sorgusu tamamlanmamış çocuğunda yararı doğrultusunda mahkeme salonundan çıkarılması istenebilir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Kanunda yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartlarının sağlanması durumunda hakim kararın açıklanmasını sonraya bırakabilir. Diğer bir yandan çocukların denetim süresi 3 yılla sınırlı olmaktadır.
Uzlaşma
Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan uzlaşma maddesi çocuklara da uygulanmaktadır. Çocukların üstün yararı ilkesi gereği özellikle tercih edilmektedir.
Koruma Tedbirlerinin Çocuklar Bakımından Uygulanması
Çocukların suç işlerken yakalandıkları yerden karakola ya da karakoldan duruşmanın görüleceği mahkemeye götürülürken kelepçe, zincir ya da benzeri aletler ile kontrol altına alınmaları yasaktır. Ancak çocuğun kaçma şüphesinin bulunması,kendisini ya da bir başkasının vücut bütünlüğüne ya da hayatına kast etmesi durumunda kolluk kuvvetleri tarafından gerekli tedbirlerin alınması gerekir.
Gözaltına alınan çocukların kolluk kuvvetlerinin çocuk bölümünde tutulması gerekmektedir. Eğer bulunulan yerde kolluk kuvvetinin çocuk bölümü yok ise o zaman çocukların yetişkinlerden ayrı bir alanda tutulması gerekmektedir.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nunda yer alan koruma tedbirleri çocuklar için de geçerlidir. Ancak bu tedbirler çocuklara kısıtlı bir şekilde uygulanmaktadır. Bu tedbirler içerisinde çocuğun belirlenen sınırlar dışına çıkmaması, belirlenen yerlere gidememesi, sadece belirlenen yerlere gidebilmesi ve belirlenen kişi ve kurumlar ile ilişki kuramaması bulunmaktadır.
Ceza hukukunun en ağır koruma tedbiri olan tutuklama da çocuklar için farklı bir şekilde uygulanmaktadır. Buna göre sadece adli para cezası olan ya da kasten yaralama suçları dışında hapis cezası üst sınırı 2 yıl olan suçlarda tutuklama kararı verilmemektedir. Ancak çocuğun 15 yaşını doldurmaması durumunda hapis cezasının üst sınırı 5 yıl olmaktadır. Diğer bir deyişle 15 yaşın üstünde olan çocuklara uygulanan tutuklama kararında bir değişiklik olmaz iken 15 yaşın altındaki çocuklara uygulanacak tutuklama hükümleri farklılık göstermektedir.
Çocuklar İçin Uygulanabilecek Cezalar ve Güvenlik Tedbirleri Nasıl Belirlenir?
Çocukların yararı üstünlüğü ilkesi dolayısıyla çocukların yargılama ve soruşturma süreçleri yetişkinlerinkinden tamamen farklı bir şekilde yürütülmektedir.
Cezanın Belirlenmesi
Hakimin çocuğun suçunu sabit görmesi durumunda cezayı belirlerken çocuğun yaşını göz önüne almak zorundadır. Çünkü yaş küçüklüğü cezai sorumluluk üzerinde etkilidir. Bu durumda Türk Ceza Kanunu’nun 31. maddesinde yer alan hükümler uygulanır. Bu hükümler uygulanırken çocuğun suçun işlendiği tarihteki yaşı dikkate alınır.
Buna göre 12 yaşını doldurmamış çocukların cezai sorumlulukları bulunmamaktadır. Ancak hakimin uygun görmesi durumunda güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
12 yaşını doldurmuş ancak 15 yaşını bitirmemiş çocukların eğer yaptıkları eylemin hukuksal sorumluluğunu anlayacak yeterlilikleri yoksa o zaman yine cezai sorumlulukları bulunmamaktadır. Hakim bu çocuklar için güvenlik önlemlerine hükmeder. Ancak yaptıklarının hukuksal sonuçlarını biliyor iseler farklı ceza süreleri uygulanmaktadır. Buna göre ağırlaştırılmış müebbet gerektiren suçlar için 12 yıldan 15 yıla, müebbet cezası gerektiren suçlar için 9 yıldan 11 yıla kadar hapis cezası uygulanmaktadır. Diğer suçlar için ise hapis cezası 7 yılı geçmeyecek şekilde belirtilen cezaların yarı süresi uygulanır.
15 ile 18 yaş aralığında olan çocukların ceza sorumlulukları ise tam olarak kabul edilmektedir. Buna rağmen ceza sürelerinde indirime gidilmektedir. Buna göre ağırlaştırılmış müebbet cezaları 18 ile 24 yıl arasında müebbet cezaları ise 12 ile 15 yıl arasında hapis cezası öngörülmektedir. Diğer cezalar ise ⅓ oranında indirilmektedir. Ancak diğer suçlarda verilen hapis cezasının süresi 12 yıldan daha fazla olamaz.
Hapis ve adli para cezası seçimlik suçların işlenmesi durumunda ise hapis cezası ve güvenlik tedbirleri en son çare olarak değerlendirilmektedir. Bu sebeple de hakim öncelikle adli para cezasına karar verecektir.
Güvenlik Tedbirlerinin Belirlenmesi
Güvenlik tedbirlerinin uygulanması için tehlikeli bir suçlunun söz konusu olması gerekir. Ceza ile birlikte uygulanabileceği gibi cezadan önce de uygulanabilir. Güvenlik tedbirlerinin amacı failin rehabilite edilmesidir.
Çocuklara yönelik olarak düzenlenen güvenlik tedbirleri ise Türk Ceza Kanunu’nunda değil Çocuk Koruma Kanununda düzenlenmiştir.
Danışmanlık
Güvenlik tedbirleri içerisinde yer alan danışmanlık çocuğa bakmakla sorumlu olan kişilere sağlanmaktadır. Danışmanlık sayesinde çocukların eğitimleri ve gelişimlerinde yer alan sorunların çözülmesi hedeflenmektedir.
Eğitim
Eğitim ise çocuğun gündüzlü ya da yatılı olarak bir eğitim kurumuna devam etmesini gerektirmektedir. Okula gidemeyecek olan çocukların evde eğitim görmesi ya da özel eğitime gereksinim duyan çocukların özel eğitim almasını da kapsamaktadır. Bu amaçla çocuğun devam ettiği eğitim kurumuna, ailelere, öğretmenlere, personele ya da uzman personele araç gereç sağlanması da yapılmaktadır. Bunun yanında çocuğun meslek edinmesi için de gerekli eğitimleri almasını sağlanması yine güvenlik tedbirleri içerisinde yer almaktadır.
Bakım
Çocuğun bakımı sorumluluğunu yerine getirememesi durumunda çocuk resmi ya da özel çocuk bakım yurduna ya da koruyucu aile verilir.
Sağlık
Çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişiminin düzgün bir şekilde devam edebilmesi için geçici ya da sürekli olarak tıbbi bakım ya da rehabilitasyon tedavilerinin yapılması gerekiyor ise buna yönelik de güvenlik tedbirleri uygulanmaktadır.
Barınma
Barınma yeri olmayan çocuklara ya da yaşamı tehlikede olan hamilelere barınma yeri sağlamak da güvenlik tedbirleri içerisinde yer almaktadır.
Hukuki Konularda Danışmak İçin Bize Ulaşın
Merak ettiğiniz hukuki durumlarla ilgili bize ulaşabilirsiniz.