Ceza Sorumluluğunun Esasları Ceza Sorumluluğunun Esasları

Ceza Sorumluluğunun Esasları

Ceza sorumluluğunun esasları kanunda ayrıntılı bir şekilde belirtilmiştir. Bunun yanı sıra kanunda ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenler de yer almaktadır.

Türk Ceza Kanununda Ceza Sorumluluğunun Esasları

5237 sayılı Türk Ceza Hukuku’nda ceza sorumluluğunun esasları farklı maddelerde tanımlanmıştır. 

Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği

Kanunlarımıza göre ceza sorumluluğu şahsidir. Bu sebeple de hiç kimse başkasının işlemiş olduğu bir suçtan dolayı sorumlu tutulamaz. Bu maddenin bir diğer özelliği ise suç ancak gerçek kişiler için söz konusu olmaktadır. Bu sebeple de tüzel kişilere cezai yaptırım uygulanamaz. Ancak kanunda öngörülen güvenlik tedbirleri bu maddenin dışında kalmaktadır.

Kast

Suçun oluşmasında aranılan bir diğer özellik kasıttır. Kasıt ise suçun bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. 

Taksir

Taksirle işlenen suçların cezalandırılması için kanunda yer alan suçlar içerisinde yer alması gerekmektedir. Kanunda yer alan taksir tanımı ise özen ve dikkat yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla suçun kanunda öngörülen şekilde sonuçlanacağının öngörülemeyerek gerçekleşmesidir. 

Diğer bir yandan kişi suçun kanunda öngörülen neticenin ortaya çıkmasını istememesine karşın neticenin ortaya çıkması durumunda ise bilinçli taksir denmektedir. Bilinçli taksir söz konusu olduğunda taksirli suç için belirlenen ceza ⅓ oranında artırılmaktadır. 

Taksirli suçların cezası failin kusuruna göre belirlenmektedir. Bunun yanında taksirli suç birden fazla kişi tarafından işlenmiş ise o zaman her fail kendi kusuru oranında canlandırılmaktadır. 

Netice Sebebiyle Ağırlaştırılmış Suç

Gerçekleşen bir suçun kast edilenden daha ağır şekilde ya da farklı bir şekilde gerçekleşmesi durumunda failin bu suçtan sorumlu tutulabilmesi için netice bakımından failin taksirle hareket etmesi gerekmektedir.

Ceza Sorumluluğunu Ortadan Kaldıran Sebepler

Türk Ceza Kanunu’nda yer alan bazı sebepler ceza sorumluluğunun ortadan kalmasına neden olmaktadır. Kanunda belirtilen bu durumlar içerisinde şunlar yer almaktadır.

Kanun Hükmünün Yerine Getirilmesi

Anayasada yer alan kanunları yerine getiren bir kişiye ceza verilmesi mümkün değildir. Bu hükmün içerisinde sadece Anayasa değil aynı zamanda yönetmelik ve tüzükler de yer almaktadır. 

Amirin Emri

Verilen emri görevi sebebiyle yerine getiren kişi fiilen suç işlemiş olsa dahi bundan sorumlu tutulamaz. Çünkü failin işlediği suç hukuka uygun olarak nitelendirilecektir.

Meşru Müdafaa

Meşru müdafaa bir kişinin kendisine ya da bir başkasına yapmış olduğu bir saldırıyı def etmek amacıyla yapılan eylemlere denmektedir. Bir savunmanın meşru müdafaa sayılabilmesi için zarar verici eylemin devam ediyor olması ya da yakın zamanda devam etmeye devam edecek olması gerekmektedir. Meşru müdafaa konusunda bir diğer önemli nokta ise yapılan meşru müdafaanın saldırının şiddeti ile orantılı olmasıdır. Meşru müdafaanın bu koşullarına uygun olarak kendisini ya da üçüncü bir kişiyi savunan kişiye ceza verilmemektedir.

Zorunluluk Hali

Meşru müdafaa ile benzerlik gösteren zorunluluk halinde kişinin kendisine ya da üçüncü bir kişiye gelecek zararı tehlikeyi önlemek için başkasına ya da hakkına zarar vermesidir. Bu noktada önemli olan kişinin tehlikeye bilerek neden olmamasıdır. Ayrıca kişinin tehlikeyi bertaraf etmek için başka bir çözüm yolunun da bulunmaması gerekir. Zorunluluk hali ile meşru müdafaa arasındaki fark ise meşru müdafaa başka bir kişiden gelen tehlikenin def edilmesi olurken, zorunluluk halinin yaşanmasına doğal afet gibi önüne geçilemeyecek tehlikelerde de geçerli olmasıdır. 

Hakkın Kullanılması

Kişiye tanımlanan hakların kullanılması sonucunda oluşan suçlarda sorumluluk dışında yer almaktadır. Burada önemli olan kişiye verilen hakkın kanunda yer alması ve kişinin bu hakkını kullanırken sınırı aşmamasıdır.

İlgilinin Rızası

Suç sonucunda mağdur olan kişinin suça rızası varsa suçu işleyen kişi işlediği suçtan sorumlu tutulmamaktadır. Bu sebeple de herhangi bir ceza uygulanmamaktadır. Ancak bu kanunun uygulanması için belli başlı bazı şartları yerine gelmesi gerekir. Bu şartların başında mağdurun rızasının bulunması bulunmaktadır. Bu sebeple de başka bir mağdur için verilen rıza geçerli olmamaktadır. Ayrıca mağdurun rıza verirken herhangi bir tehdit ya da baskı altında bulunmaması da önemlidir. Son olarak rıza veren kişinin tasarruf serbestisinin kısıtlanmamış olması gerekmektedir.

Ceza Sorumluluğunu Azaltan Sebepler

Kanunda yer alan bazı nedenler suçlunun işlediği suçun sorumluluğunu azaltmaktadır. Bu nedenler içerisinde şunlar yer alır.

Yaş Küçüklüğü

Suçu işleyen kişinin yaşı suç üzerindeki sorumluluğu üzerinde etkilidir. Kanunlarımıza göre 12 yaşından küçük olan çocukların işledikleri suçlar hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmamaktadır. 12 ile 15 yaş aralığında olan çocuklar hakkında işlem yapılması için ise öncelikle çocukları yaptıkları eylemlerin hukuki sonuçlarını anlayıp anlamadıklarının araştırılması gerekmektedir. Eğer çocuk yaptığı eylemin hukuki sonuçlarını anlamıyor ise o zaman yaptığı eylemlerden sorumlu tutulmayacaktır. Yaptıklarının hukuki sonuçlarını anlayan çocuklara verilen cezalarda ise indirime gidilecektir. 

Sağır ve Dilsizlik

Sağır ve dilsizlerin işlemiş olduğu suçlar failin yaşına göre belirlenmektedir. 15 yaşından küçük olan faillere herhangi bir ceza uygulanmamaktadır. 12 ile 15 yaş aralığında olan failler için ise belirlenen ağırlaştırılmış müebbet cezaları 12 ile 15 yıl aralığında hapis cezasına çevrilmektedir. Müebbet hapis cezalarındaki süre ise 9 yıldan 11 yıla kadar olmaktadır. Diğer cezalarda ise yarı oranda indirim yapılmaktadır. 

Akıl Hastalığı

Akıl hastalarının suç işlemesi durumunda cezai ehliyetinin olmadığı kabul edilmektedir.  Bu sebeplede ceza işlemi uygulanmamaktadır. Bu kanunun geçerli olması için ise suçun işlendiği tarihte failde akıl hastalığının bulunması gerekmektedir. Akıl hastalığı bulunan kişinin algısı tamamen kapanmamış ve bu sebeple yaptıklarının sonuçlarını anlıyor ise o zaman cezalarında yarı oranda indirim sağlanmaktadır.

Haksız Tahrik

Kişilerin haksızlık karşısında kendisinde meydana gelen öfke ile suç işleme olarak tanımlanmaktadır. Bu hükmün uygulanması için faile karşı haksız bir eylemde bulunulmalı ve bunun üzüntüsü ile failin suç işlenmesi gerekmektedir. 

Hata

Kişinin işlemiş olduğu suçta şahısta sapma ya da hedefte sapma söz konusu ise failin cezası artırılabilinir ya da azaltılabilinir. Eğer fail işlediği suçun az ya da çok ceza gerektiren unsurlarını biliyor ise de o zaman fail basit suçtan yargılanmaktadır.

Cebir ve Şiddet, Tehdit ve Korkutma

Kişinin karşı koyamayacağı fiziksel ya da psikolojik baskı sebebiyle suç işlemesi durumunda kişiye ceza verilmemektedir.

Geçici Nedenler

Failin geçici bir nedenle ya da iradesi dışında uyuşturucu madde veya alkol verilmesi sonucunda oluşan suçlarda ceza verilmemektedir. Diğer bir yandan kişinin geçici nedenler ile algılama durumunun azalmasına neden olacak etkenler kişinin kendi iradesi ile oluşmuş ise o zaman cezasının azalmasında herhangi bir etkisi bulunmayacaktır. 

Hukuka Uygunluk Nedenlerinde Sınırın Aşılması Hali

Hukuka uygunluk ile işlenen suçlarda sınırın aşılması hali de kanunlarda düzenlenmiştir. Çünkü sınırın aşılması durumda fail hukuka uygunluk ilkesinde yararlanamamaktadır. Sınırın bilerek ve isteyerek aşılması durumunda herhangi bir ceza indirimi söz konusu olmayacaktır. Ancak sınırın taksir ile aşılması durumnda cezanın ⅙’sı ya da ⅓’ü oranında indirim sağlanacaktır.

Sınırın meşru müdafaa sebebiyle aşılması durumunda ise faile herhangi bir ceza uygulanmayacaktır. 

Subscribe to Our Newsletter

Hukuki Konularda Danışmak İçin Bize Ulaşın

Merak ettiğiniz hukuki durumlarla ilgili bize ulaşabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir